Ölüm olayı üzerine kişiliğin sona ermesi nedeniyle ölen kimsenin özel hukuk kökenli hak, borç, yetki gibi ilişkilerinin kime veya kimlere nasıl geçeceğine dair özel hukuk dalına miras hukuku denir.
Özel hukuk kökenli olmayan ilişkiler intikal etmez.
Devlet dışındaki diğer tüzel kişiler atanmış mirasçı ve vasiyet alacaklısı olabilir ancak yasal mirasçı olamazlar.
Hukukumuzda miras hakkı anayasal güvence altına alınmıştır.
Malvarlığı hakkı olmasına rağmen miras bırakanın şahsına bağlı olan intifa ve sükna hakkı terekede bulunmaz. Bunlar gibi doğrudan doğruya kişiye bağlı olan haklar da terekede yer almaz. Manevi tazminatta ise, kişi ölmeden önce ileri sürmediyse bunu talep etme hakkı mirasçılara geçmez, ancak kişi bunları ileri sürdükten sonra ölürse bu hak kişinin mirasçılarına geçecektir.
Terekede yer alabilecek diğer haklar;
- Evliliğin butlanı davası
- Kişilik hakları, velayet
- Babalık davası
Miras bırakanın ölümü üzerine mirasçıların şahsında doğan haklar (ör; destekten yoksun kalma tazminatı) terekede yer almaz.
Ölüme bağlı tasarrufla: maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar ve şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılır.
Maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar, miras bırakanın yerine getirilmesini istediği arzulardır. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflarda ise miras bırakanın son arzularının belli bir şekil kurallarına uyarak açıklaması söz konusudur.
Miras bırakanın mirasçıları külli halef durumundadırlar. Külli halef olanlar ölüm ile birlikte kendiliğinden terekeye sahip olurlar. Vasiyet alacaklıları ise cüzzi haleftirler ve onlar kendiliğinden bir şeye sahip olamazlar. Cüzzi halef külli halef olan mirasçılardan kendisine bırakılmış olan haklar için talep hakkı elde eder. Külli halefler miras bırakanın borçlarından sınırsız ve şahsi olarak sorumlu iken cüzzi halefler miras bırakanın borçlarından sorumlu değillerdir.
Miras hukukunda külli halefiyet kural cüzzi halefiyet istisnadır. Vasiyet alacaklısı mirasçı değildir.
Yasal Mirasçılık
- Kan bağına dayanan yasal mirasçılık
- Evlatlık ve onun altsoyu
- Devlet
Devlet hiçbir yasal mirasçısı ve atanmış mirasçısı olmayan ya da atanmış mirasçı terekenin tamamına atanmış değilse yasal mirasçı olur.
Hukuk sistemimizde zümre sistemi kabul edilmiştir. Zümreler sınırsız değildir. 4. Zümre olan miras bırakanın büyük ana-babalarının, anne ve babası yasal mirasçı değildir.
- Zümre
Miras bırakanın altsoyudur. Miras bırakanın çocukları eşit derecede mirasçıdırlar. Miras bırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini; her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
- Zümre
Miras bırakanın ana-babası ve onların altsoyu. Ana ve baba eşit olarak mirasçıdır. Eğer ana-baba ölmüşse mirasçılar miras bırakanın kardeşleri ve kardeşlerinin altsoyu olacaktır.
- Zümre
Miras bırakanın büyük ana ve büyük babasıdır. Miras bırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babanın yerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Sağ kalan eş varsa; amca-dayı, hala-teyzenin altsoyuna mirastan pay verilmez.
Zümre Sisteminin İlkeleri
- Kan hısımlığına dayanan mirasçı olmanın (yasal) ön koşulu 3 zümreden birinde yer almaktır.
- Zümreler arası öncelik; bir önceki zümrede mirasçı varsa diğer zümrelere mirastan pay verilmez.
- Eğer bir zümrenin ön derecelerindeki mirasçı varsa sonraki dereceler mirasçı olamaz.
- Zümre başkanı ve kök başının mirasta önceliği vardır.
- Kök içinde halefiyet ilkesi; kök başının veya zümre başının bir sebepten mirasçılık sıfatının olmaması halinde onun altındakiler onun yerine geçer.
- Zümrede kök başlarına, 2. Ve 3. Zümrede zümre başkanlarına mirasın eşit olarak paylaştırılması ilkesi.
- Ve 3. Zümrelerde mirasın ana-baba hakkı olarak ikiye ayrılmasını öngören ilke. Ana veya baba miras bırakandan önce ölmüşse ölene ait pay halefiyeti gereği onların altsoyuna yani miras bırakanın kardeşlerine geçer. Eğer altsoyları yoksa ölen eşin payı hayatta olan diğer eşe aktarılır. Eğer mirasçı, miras bırakana iki ayrı kökten mirasçı ise ona her iki koldan da mirastan pay verilmesi gerekir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Mirasçılığı
Babalık davası veya tanıma yoluyla çocuk ile baba arasında soy bağı kurulduğu takdirde çocuk babanın mirasçısı olacaktır. Eski kanun sahih/gayri sahih ayrımı yapıyordu, ancak AYM bu hükmü iptal etmiştir.
TMK 500
Evlatlık ve altsoyu evlat edinene kan hışmı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olamazlar.
Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı
Eş zümre mirasçısı değildir.
Eş 1. Zümre ile birlikte 4’te 1
Eş 2. Zümre ile birlikte 4’te 2
Eş 3. Zümre ile birlikte 4’te 3 pay alır.
Eş varsa devlet yasal mirasçı olarak mirastan pay alamaz. Sağ kalan eş varsa, miras bırakanın kuzenlerine mirastan pay verilmez.
Miras bırakanın her nasılsa birden fazla eşi varsa bunların mirasçılığı nasıl olur?
Bu durumda; birden fazla eşi olan miras bırakan, ikinci evliliğinin butlanına karar verilmeden önce ölmüş ve ikinci eşin iyiniyetli olması durumunda ikinci eş de miras bırakanın mirasçısı olur. Bu durumda eşler eşit oranda mirastan pay alırlar.
TMK 159
Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak mirasçılar açılmış olan davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi durumunda; ölen eşin mirasçıları, boşanma davasında sağ kalan eşin kusurlu olduğunu ispatlayarak boşanma davasının sürdürebilirler. Bu durumda boşanma davası inşai bir davadan tespit edici bir davaya dönüşür ve mirasçılar boşanmaya ilişkin karar alabilirlerse sağ kalan eşin miras bırakanın mirasçısı olmasını ve dolayısıyla mirastan pay almasını engellemiş olurlar. Boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte eşler birbirine yasal mirasçı olamazlar. Boşanmadan önce yapılan ölüme bağlı tasarruflarla kazandıkları hakları –aksi tasarruftan anlaşılamıyorsa- kaybederler.
Eşlerden biri öldükten sonra butlan davası açılmaz ya da açılan davaya mirasçılar devam etmezse evlilik ölüm ile sona erer ve sağ kalan eşin mirasçılık sıfatı devam eder.
Terekenin tamamına atanmış mirasçı var ise devlet yasal mirasçı değildir. Terekeye kısmen atanmış mirasçı var ise devlet o atanmış mirasçı ile beraber geri kalan kısım için yasal mirasçıdır.
Devletin mirasçılığı talidir. İlk sırada asli olarak zümreler vardır. Devletin sorumluluğu; eline geçenle sınırlı ayni sorumluluktur.
İradi Miras Hukuku
Miras bırakanın/vasiyetçinin terekesi üzerinde mirasçılık da dahil olmak üzere düzenleme yapması sonucunda ortaya çıkan hukuksal işlemlere ölüme bağlı tasarruflar denir.
Miras bırakanın yapmış oldukları işlemlerin muhatabı olan kişiler, miras bırakan hayatta iken tam bir hak sahibi değillerdir. Muntazarlardır.
Bir hukuksal işlemi ölüme bağlı işlem yapan ayrıt edici unsurlar;
- Ölüm
- Lehine ölüme bağlı tasarruf yapılan kişi veya kişiler miras bırakanın ölüm anında sağ ve yaşıyor olacak.
- Miras bırakan sağlığında herhangi bir şekilde bu işlemden dönmemiş olacak.
- Miras bırakan sağ iken bu tasarrufun hüküm ve sonuçları ortaya çıkmaz.
Ölüme Bağlı Bağışlamalar
Koşullu bağışlama ile vasiyet hukuku kapsamında miras sözleşmeleri kast edilmiştir.
TBK 290
Yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı olan bağışlamada vasiyete ilişkin hükümler uygulanır.
Şekli Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruflar
Sınırlı sayıda ve tipte olma ilkesi gereğince bunun iki örneği var;
- Vasiyetname
- Miras Sözleşmesi
Vasiyetçinin tek taraflı, varması gerekli olmayan irade beyanına vasiyetname denir.
Vasiyetname olağan(resmi ve el yazılı) ve olağanüstü(sözlü) şekilde yapılabilir.
Miras sözleşmeleri ivazlı ve ivazsız olarak yapılabilir. Tek yönlü veya çift yönlü olarak yapılabilir.
Mirastan feragat ancak ve ancak olumsuz miras sözleşmesi ile mümkündür.
Mirasçı atama sözleşmesi, vasiyet sözleşmesi, üçüncü kişi yararına miras sözleşmesi, düzenlenen miras sözleşmesi olumlu miras sözleşmelerine örnektir.
Birbirine bağlı vasiyetnamede şekil sorunu vardır, iptale tabidir.
Karşılıklı vasiyetnamenin ve birlikte vasiyetnamenin ise Türk hukukunda caiz olduğunu savunan görüşler vardır.
Miras hukukuna özgü geçersizlik yaptırımı iptaldir.
Maddi Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruflar
Miras bırakanın vasiyet iradesinin içeriğini, konusunu, amacını inceliyorsak bu maddi anlamdadır.
- Vasiyetçinin mirasçı ataması
- Evlilik dışı çocuğun tanınması
- Vakıf kurma
Ölüme Bağlı Hukuksal İşlem Ehliyeti
Vasiyetname Ehliyeti
- Ayırt etme gücüne sahip
- 15 yaşını ikmal etmiş her gerçek kişi vasiyetname yapma ehliyetine sahiptir.
Vasiyetname iradesi kişiye mutlak bir biçimde sıkı sıkıya bağlıdır. Dolayısıyla kişinin ne velisi ne de vasisine gitmesine gerek olmadan vasiyetname düzenlenmesine olanak tanınmıştır.
Yasal temsilci kişi adına vasiyetname düzenleyemez.
Miras Sözleşmesi Ehliyeti
Kişi;
- Ayırt etme gücüne sahip
- 18 yaşını ikmal etmiş
- Kısıtlanmamış olması şartıyla miras sözleşmesi yapabilir.
Miras bırakanın muhatabına yani karşı tarafın temsilcine, temsilci ile sözleşme yapmasına olanak tanınmıştır. Ancak miras bırakan için burada da temsil yasağı vardır.
Vasiyetname ehliyetine sahip ancak miras sözleşmesi ehliyetine sahip olmayan (ayırt etme gücüne sahip 15-18 yaşındaki) kişilerin yaptıkları miras sözleşmesi geçerli midir?
Böyle durumlarda tahvil (konvansiyon/uyarlama) yolu ile bu sözleşmeler resmi vasiyete dönüştürülerek geçerli kılınabilir. Ölüme bağlı tasarruflarda bulunmayan taraf bu sözleşmeyi ister kendisi yapar ister temsilci yoluyla yapar. Bu taraf tam ehliyetsizse sözleşmenin ivazlı olup olmadığına bakılır;
- Sözleşme ivazsız ise temsilcisi bu sözleşmeyi yapabilir.
- Sözleşme ivazlı ise temsilcisi bu sözleşmeyi yapamaz.
Mirastan feragat ancak miras sözleşmesi ile yapılır. Vasiyetname ile tek taraflı olarak mirastan feragat edilemez.
El Yazılı Vasiyetnameler
El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı gün, ay ve yıl gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname saklanmak üzere açık veya kapalı olarak sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.
TBK 13-14 burada doğrudan uygulanmaz. El yazılı vasiyetnamelerin geçerlilik şekli ile ilgili olarak doğrudan TMK 538 uygulanır.
El Yazılı Vasiyetnamenin Biçimsel Koşulları
- Metin: Bilgisayar, daktilo gibi elektronik yazı makineleri ile el yazılı vasiyetname düzenlenemez. E-imza ile vasiyetname yapılamaz. Kural olarak şekil şartlarına uygun olarak tamamlanmış olan el yazılı vasiyetnameye, üçüncü kişilerin yaptığı ya da mekanik araçla yapılan ekler, tamamlanmış olan vasiyetnamenin iptal edilmesi sonucunu doğurmazlar. Bu sonradan yapılan ekler geçersiz olur, vasiyetnamenin geri kalan kısmı geçerliliğini korur. Eğer geçersiz olan kısımlar olmaksızın vasiyetnamenin hiç yapılmayacağı anlaşılıyorsa vasiyetnamenin tamamı geçersiz olur.
- Düzenleme Tarihi: Düzenleme yerinin gösterilmesi şart değildir. Birden fazla tarih varsa en son atılan günü düzenleme tarihi olarak kabul edeceğiz. Düzenleme tarihi el yazısı ile atılmamışsa bu durum; el yazılı vasiyetnameyi iptal edilebilir hale getirir.
- İmza: İmza vasiyetnameyi kapatır.
El Yazılı Vasiyetnamede Vasiyetçi Tarafından Yapılan Değişiklikler
- Vasiyetname Tamamlanmadan Yapılan Değişiklikler: Bu değişikliklerin geçerli olması, hiçbir ayrı şekil şartına bağlanmamıştır.
- Vasiyetnamenin Tamamlandıktan Sonra Yapılan Değişiklikler: Yapılan eklemelerin; bütün şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Yapılan silme ve çizmeler; o tasarrufun yok etme yoluyla geri alındığı anlamına gelir. Silinen ve çizilen yerler olmaksızın geri kalan kısmı bir anlam ifade etmiyorsa vasiyetnamenin tamamı geçersiz olur.
Sözlü Vasiyetnameler
Miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Sözlü Vasiyetnamenin Biçimsel Koşulları
Birinci Aşama
Olağanüstü durum içinde bulunan vasiyetçinin, sözlü vasiyetname iradesini iki tanığa aynı anda açıklaması gerekir tanıkların vasiyetçinin kimliğini bilmeleri gerekir.
İkinci Aşama
Tanıklar vasiyetçinin kendilerine açıkladıkları iradeyi belgeleme yükümlülükleri vardır. Tanıklar bu belgeleme işlemini iki şekilde gerçekleştirebilirler:
- Tanıklardan biri vasiyetçinin açıkladığı vesayet iradesinin yazar, diğer tanığa imzalatır ver iki tanık birlikte vakit geçirmeden bu belgeyi mahkemeye verir.
- Tanıklar yazılı bir metni mahkemeye sunmak yerine, birlikte, vakit geçirmeksizin vasiyetçinin vasiyet iradesini mahkemeye başvurup hâkime aktarabilirler.
Tanıklar kendilerine yüklenen bu sözlü vasiyetnameyi belgeleme görevini kabul etmek zorunda değildir.
Sözlü Vasiyetnamenin Hükümden Düşmesi
Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyetname hükümden düşer. Vasiyetçi sözlü vasiyetnamesini geri almasa rücu etmese bile bu vasiyetname kanun gereği hükümden düşer.
Resmi Vasiyetnameler
El yazılı vasiyetnameden farklı olarak resmi vasiyetnamenin yapılabilmesi için 2 tanığın ve resmi memurun(Sulh hukuk hakimliği- noterlik-kendisine bu yetki verilmiş diğer görevliler) katılımı gereklidir.
Noterde düzenleme biçiminde yapılır;
- Okuma Yazma Bilenler İçin Öngörülen Prosedür: Vasiyetçinin ve noterin ıslak imza ile metni imzalaması gerekir. 2 tane tanığa ihtiyaç var. Tanıklar 3 şerh verir. Şerh verilmediyse vasiyetname baştan sona iptal edilebilecektir. Burada işlemde birlik ilkesi geçerlidir yani bütün işlemler aralarına zaman girmeden yapılmalıdır. Tanıkların şahitlik yaptığı husus vasiyetnamenin içeriği değildir.
- Okuma Yazma Bilmeyenler İçin Öngörülen Prosedür: Vasiyetçi okuma yazma bilmediğinden burada vasiyetçinin imza atması söz konusu değildir. Noterin ıslak imzası ve tanıkların imzaları ayrıca şerhleri gereklidir. Tanıklar, kişiyi ehil gördüklerine dair şerh veriyorlar ama kişi ehil değilse -> ileride vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açılabilir, vasiyetçinin ehliyeti olmadığı görülüp bu sebeple vasiyetname iptal edilebilir.
Tanıklar
- Fiil ehliyeti bulunmayanlar
- Bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklananlar
- Okuryazar olmayanlar
- Miras bırakanın eşi, üstsoy ve altsoy hısımlar, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri -> bu kişilerin tanıklığında yapılan vasiyetname iptal edilebilir. Kimse dava açmazsa geçerlidir. Eğer vasiyetname ile bu kişilere kazandırmada bulunulmuş ise vasiyetname tümden iptal edilmez, sadece o kısım iptal edilir. Vasiyetnamenin kalan kısmı geçerlidir.
Sözlü Vasiyetname İle İlgili Olarak:Okuryazar olmayanlar sözlü vasiyetname yapılmasında tanıklık yapabilirler. Kanunda tanıkların mahkemeye hemen gidecekleri düzenlenmiştir. Yargıta bir kararında bir hafta sonra gidilmesini başka kararında 3 gün sonra gidilmesini geç bulmuş dolayısıyla sözlü vasiyet vasiyetname halini almamıştır demiştir.
Lehine vasiyet yapıldığını duyan kişi tanıkların geç bildirmesinden zarar görürse tanıklara karşı tazminat davası açabilir, çünkü tanık, tanıklık yapmayı kabul ederse vekilin özen yükümlülüğü gereği sorumluluğu doğacaktır.
Miras bırakanın sonradan diğer şekillerde vasiyet yapma imkânı doğarsa bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyetname kendiliğinden hükümden düşer.
Vasiyetnamenden Dönme ve Vasiyetnamenin Yok olması
Dönme iki türlü olur: açık olarak dönme ve örtülü olarak dönme.
İki tarihli vasiyetnamen aynı konuda birbiri ile çelişiyorsa sonraki tarihli vasiyetname geçerlidir. Kişi sağlararası tasarrufla da örtülü şekilde dönebilir. Eğer belirli bir mal bırakmışsa bunun cins borcu mu parça borcu mu olduğuna bakılması gerekiyor. Parça borcu konusuz kalmışsa vasiyet ortadan kalkar fakat ortada cins borcu varsa vasiyet alacaklısının alacağı terekeye karşı devam eder.
Yok Etme
Kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan ve içeriğinin aynen veya tamamen belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır. Tazminat isteme hakkı saklıdır.
Vasiyetnamenin içeriği bir şekilde belirlenebiliyorsa, vasiyetname hükümsüz kalma. Fakat; diyelim ki, vasiyetnamenin bir kısmı yandı, kalan kısmında imza yok ya da düzenleme tarihi yok bu durumda artık bu vasiyetname hükümsüz kalacaktır.
Miras Sözleşmeleri
Miras sözleşmesi, iki taraflı ölüme bağlı hukuksal işlem olup, bu sözleşme ile sözleşenlerden en az birinin kendi terekesi üzerinde birini mirasçı atamak veya 3. Kişi lehine bir menfaat sağlamak üzere kurulan sözleşmelerdir.
Vasiyetname-Miras Sözleşmesi
Benzerlikleri; her ikisinde de kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılması söz konusudur. Bu yüzden ikisinde de temsil yasağı vardır.
Farkları; işlem ehliyeti yönünden farklıdır. Vasiyetnamede kişinin 15 yaşını doldurmuş olması ve ayırt etme gücüne haiz olması gerekirken; miras sözleşmesi yapabilmek için kişinin tam ehliyetli olması gerekir. (18 yaş)
Miras sözleşmesi sadece resmi şekille yapılır.
Vasiyetnameden her zaman serbestçe dönülebilir. Miras sözleşmesinden ise kural olarak ancak karşılıklı dönülebilir.
Olumlu-Olumsuz Miras Sözleşmeleri
Olumlu Miras Sözleşmeleri: Mirasçı atama ya da birine münferit mal bırakma amacı ile yapılan sözleşmelerdir.
Olumsuz Miras Sözleşmesi: Mirastan feragat sözleşmesi için kullanılır. Taraflardan sadece birisi ölüme bağlı işlem iradesini açıklıyor yani terekesi üzerinde tasarrufta bulunuyor ise tek yönlü; iki taraf da terekesi üzerinde tasarrufta bulunuyorsa iki yönlü miras sözleşmesi söz konusudur.
İvazlı-İvazsız Miras Sözleşmesi
Ölüme bağlı işlem iradesini açıklamayan taraf, bir karşı edim yerine getiriyorsa ivazlı, yerine getirmiyorsa ivazsız miras sözleşmesi söz konusudur. Karşı taraf ölüme bağlı tasarrufta bulunmuyorsa, onun için temsil yasağı söz konusu değildir. Dilerse temsilci aracılığıyla miras sözleşmesi yapabilir.
Miras bırakanın ehliyetsizliği iptal sebebidir. Miras bırakanın ölümünden sonra 2 yıl içinde ileri sürülebilir. Miras bırakanın kendisi de irade sakatlığını ileri sürerek bu ölüme bağlı işlem iradesini geçersiz hale getirebilir.(her zaman)
Miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Miras sözleşmesinin bir yere tevdi edilmesi ve saklanması kural olarak söz konusu değildir. Ancak iki halde söz konusudur: a. Miras sözleşmesi üçüncü kişi yararına yapılmışsa, b. Miras sözleşmesinde bir taraflı, bağlayıcı olmayan yani vasiyetname niteliğinde tasarrufların bulunması.
Miras sözleşmesinde resmi vasiyetname şekillerine uyulması sadece ölüme bağlı tasarrufta bulunan taraf için söz konusudur.
Sona Ermesi
- Yasa Gereği Kendiliğinden Sona Ermesi
- Lehine ölüme bağlı tasarruf yapılan kimsenin miras bırakandan önce ölmesi
- Boşanma, eşlerin birbirleri lehine yaptıkları ölüme bağlı tasarruflar evlenmenin devam edeceği karinesi ile yapılmışlardır.(aksi tasarruftan anlaşılmadıkça) Boşanmadan sonra eski eşlerin birbirleri lehine yaptıkları ölüme bağlı tasarruflar geçerlidir.
- Evliliğin butlanına karar verilmesi
- Mirastan yoksunluk sebeplerinin varlığı
- Tarafların Anlaşması ile Sona Ermesi ( Miras Sözleşmesine Son Verme Sözleşmesi)
- Her iki tarafın da hayatta olması gerekir.
- Şekil yönünden, adi yazılı şekil ile yapılması yeterlidir.
Son verme sözleşmesi, miras sözleşmesinin tamamını kapsayacak şekilde yapılmışsa miras sözleşmesi bütünü ile sona erer. Kısmi son vermede sadece son vermenin ilgili olduğu tasarruflar ortadan kalkar, diğer tasarruflar geçerlidir.
- Tek Taraflı İrade Beyanı ile Sona Ermesi (Miras Sözleşmesinden Dönme): miras sözleşmesi ile mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişinin, miras bırakana karşı miras sözleşmesinin yapılmasından sonra mirasçılıktan çıkarma sebebi oluşturan davranışta bulunduğu ortaya çıkarsa; miras bırakan miras sözleşmesini tek taraflı olarak ortadan kaldırabilir. Sadece miras bırakana değil, yakınlarına karşı da bu mirasçılıktan çıkarma sebeplerinden biri gerçekleşirse yine miras bırakan miras sözleşmesinden dönebilir. Dönme hakkını kullanacak olan sadece hak sahibi yani miras bırakandır. Dönme iradesi usulüne uygun olarak açıklandığı takdirde sonuç doğurur. Miras sözleşmesinden vasiyetname yapılarak da dönülebilir. İvazlı miras sözleşmesi yapılmış ve mirasçılıktan çıkarma sebebi söz konusu olduğu için miras sözleşmesinden dönülmüşse; ivaz ifa edilmişse sebepsiz zenginleşme hükümlerince geri istenir. İvaz ifa edilmemişse miras bırakan/mirasçıları bunu isteme hakkını kaybeder. Miras sözleşmesi gereğince sağlararası edimleri istemeye hakkı bulunan taraf, bu edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya güvenceye bağlanmaması halinde, borçlar hukuku kuralları uyarınca sözleşmeden dönebilir. Dönme hakkının kullanabilmesi için sağlararası ivaz borçlusunun temerrüde düşmüş olması gerekir. Kişi temerrüde düşmemişse ihbar ve uygun süre verilerek temerrüde düşürülmesi gerekir.
- Miras Bırakanın Miras Sözleşmesine Aykırı Tasarrufları: Miras sözleşmesi ile lehine tasarrufta bulunan kişi itiraz ederken bunları iptal ettirebilir. Bu itirazın iptal davası ile alacağını ve tenkis davası hükümlerinin kıyasen uygulanacağını biliyoruz. Miras sözleşmesi veya vasiyetname ile yapılan ölüme bağlı kazandırmalar miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmın sonradan daralması yüzünden hükümsüz olmaz; sadece tenkis edilebilir. Mirastan feragat ancak sözleşme ile yapılabilir.
Maddi Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruflar
Maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflardan kasıt; miras bırakanın arzularının, ölüme bağlı emirlerinin yani ölüme bağlı tasarrufun içeriksel olarak incelenmesidir. Miras bırakanın terekesini ilgilendirir. Ona külli ya da cüzzi halef olma ile ilgilidir.
Maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar 2’ye ayırılır;
- Doğrudan tereke üzerinde etki yapan tasarruflar
- Miras bırakanın ölüme bağlı emirlerinin yerine getirilmesini temin edenler
Sadece miras sözleşmesi ile yapılabilen maddi anlamda ölüme bağlı tasarruf -> mirsatan feragattir.
Sadece vasiyetname ile yapılabilen maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar ise; vakıf kurma ve evlilik dışı çocuk tanımadır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, tenfizi ölüme bağlı bağışlamalar ve mirastan feragat sözleşmesi; sadece miras sözleşmesi ile yapılabilir.
Maddi Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruf Türleri
- Mirasçı Atama
Mirasçı atanan kişi; atanmış mirasçılık sıfatını sözleşme ile kazanıyorsa buna atama sözleşmesi denir. Vasiyet alacaklısı sıfatını kazanıyorsa buna vasiyet sözleşmesi denir. Atanmış mirasçı; hem gerçek kişi hem de tüzel kişi olabilir. Atanmış mirasçı; tıpkı yasal mirasçı gibi külli haleftir.
- Vasiyet (Belirli Mal Bırakma)
Miras hukukuna özgü vasiyet kaynaklı bir borç ilişkisi söz konusudur. Vasiyeti ifa yükümlüsü ile vasiyet alacaklısı arasında kurulan hukuki ilişkiyi ifade eder vasiyet.
TMK 517/1
Miras bırakan bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.
Vasiyet ivazlı olarak da yapılabilir. Vasiyet alacaklısı; miras bırakanın mirasçısı değildir. Vasiyet alacaklısı cüzzi haleftir. Ölümle birlikte vasiyet edilen şey üzerinde doğrudan hak kazanmaz. Vasiyet alacaklısı miras bırakanın borçlarından sorumlu değildir.
İstisnaen; sigortanın vasiyet konusu yapıldığı durumlarda sigorta lehtarı yaptığımız kişi istem hakkını mirasçılara karşı değil doğrudan doğruya sigortacıya karşı kullanabilir.
Vasiyetin Türleri
- Belirli Mal Bırakma: Miras bırakan terekesinde bulunan ferden ya da nev’en muayyen bir malı üçüncü kişiye ya da mirasçısına vasiyet etmektedir. Miras bırakan belirttiği birden fazla şeyin içinden seçilecek birini vasiyet etmişse seçimlik mal vasiyeti söz konusudur. Vasiyetin konusunun terekede bulunup bulunmadığına bakılmaksızın nitelik ve miktar olarak belirttiği hallerde çeşit vasiyeti söz konusudur.
- Alt Vasiyet: Bir vasiyet yapılıyor ve vasiyet alacaklısına yapılan vasiyetten bir başka vasiyeti yerine getirme borcu yükleniyor. İşte bu ikinci vasiyetçi alt vasiyetçi olmuş oluyor.
- Ön Vasiyet: Mirasçılardan birine miras paylarından ayrı olarak bir mal varlığı değerinin bırakılmasıdır. Yasal mirasçı sıfatından bağımsız olarak vasiyet alacaklısı sıfatına da sahip olur. Eğer miras bırakanın iradesinden bunun ön vasiyet mi yoksa paylaştırma kuralı mı olduğu anlaşılamıyorsa; karine, TMK 647/3 gereği bunun paylaştırma kuralı olmasıdır.
- Alacak Vasiyeti: Miras bırakanın başka birinden bir alacağı var ve miras bırakan bu alacağını vasiyet etmektedir.
- İbra Vasiyeti: Alacak vasiyetinin tam tersidir. Böylece mirasçıların o alacağı istemesi de engellenmiş olur.
- İntifa Vasiyeti: İntifa vasiyetinde, miras bırakan intifa hakkının tesis edilmesini vasiyet ediyor.
- İrat Vasiyeti: Borçlar kanunundaki ömür boyu gelir sözleşmesinin miras hukukuna yansıyan halidir.
Vasiyetin Hükümleri
Vasiyet Borçlusu Kim?
TMK 600/1
Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahiptir. Vasiyeti ifa yükümlüsü mirasçılık sıfatını reddetmişse vasiyet borcu da düşecektir. Vasiyet borçlusu; yasal ve atanmış mirasçı ise bunların müteselsil olarak vasiyet borçlusu olduğu karinedir.
Vasiyet Alacaklısı Kimdir?
Miras bırakan öldüğü zaman lehine tasarruf yapılmış ve hayatta olan her gerçek ve var olan tüzel kişi vasiyet alacaklısı olabilir.
Vasiyet Borcu Ne Zaman Doğar?
Vasiyet borcu kural olarak vasiyetçinin öldüğü an doğar.
Zamanaşımı
Vasiyet alacaklısının vasiyetin ifa edilmesi için dava açılabilmesi 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Aynı zamanda vasiyet alacaklısı 10 yıl boyunca vasiyet alacağını reddedebilir.
Vasiyet Borcunun Kapsamı
TMK 518
Bırakılan belirli mal mirasın açılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakana geçer. Tasarrufu yerine getirme ile yükümlü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan belirli mala yaptığı harcamalar ve mala verdiği zararlardan dolayı vekâletsiz iş görenin haklarına sahip ve borçlarıyla yükümlü olur.
Vasiyetin Tenkisi
Vasiyet konusu edilen şeyin ifası vasiyeti ifa yükümlüsüne terekeyi aşacak ölçüde çok ağır yükümlülükler yüklüyorsa veya vasiyet borçlusunun lehine olan tasarrufun miktarını aşıyorsa ya da tasarruf edilebilir kısmı aşıyorsa tenkis söz konusu olabilir. Vasiyet borçlusunun tenkis davası açması ya da tenkise defterini ileri sürmesi gerekir.
Koşullu ve Yüklemeli Ölüme Bağlı İşlemler
Miras bırakan ölüme bağlı tasarruflarını koşullara ve yüklemelere bağlayabilir.
Hukuka ve ahlaka aykırı koşullar ve yüklemeler ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar.
Anlamsız veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler yok sayılır. Koşulun yerine getirilmesi için dava açılmaz ancak yükleme söz konusu ise dava açılabilir. Koşul bağımsız bir ölüme bağlı tasarruf değildir, ancak başka bir ölüme bağlı tasarruf şarta bağlanabilir. Yükleme ise bağımsız bir ölüme bağlı tasarruftur.
Türk hukukunda hakim olan görüş; evlenmeye ya da evlenmemeye ilişkin koşulların kural olarak hükümsüz olduğudur. Kişilik haklarına aykırı olduğu için hukuka aykırıdır. Yüklemede önce çıkan amaçtır. Yararlanacak kişiler lehine belirli bir alacak hakkı doğmaz. Dolayısıyla bu kişi ifa davası veya tazminat davası açma hakkına sahip değildir. Ancak bu kişiler yüklemenin yerine getirilmesini dava edebilirler. Bu ifa davası değildir. Bu dava sadece yüklemenin yerine getirilmesine ilişkindir.
Koşullu bir ölüme bağlı tasarrufta kişinin koşulu yerine getirme zorunluluğu yoktur. Ancak yüklemeli ölüme bağlı tasarrufta kişinin yüklemeyi yerine getirmesi gerekir.
Yüklemenin yerine getirilmesi veya getirilmemesi ölüme bağlı tasarrufun geçerliliğini etkilemez.
TMK 515
Tasarruf hüküm ve sonuç doğurduğu andan itibaren her ilgili koşul ve yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir.
Vakıf Kurma
Vakıf her ne kadar tüzel kişiliği daha sonra kazanmış olsa da vakfedenin ölüm tarihinde malvarlığı üzerinde hak sahibi olur.
TMK 105/3
Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın miras bırakanın borçlarından sorumluluğu özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır.
Yedek ve Art Mirasçı Atama (İkameli Tasarrular)
Yedek Mirasçı Atama
Miras bırakan atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi halinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi mirasçı olarak atayabilir. Bu kural belirli mal bırakmada da uygulanır.
Art Mirasçı Atama
Miras bırakan ölüme bağlı tasarrufuyla ön mirasçı atadığı kişiyi mirası art mirasçıya devretmekle yükümlü kılar. Aynı yükümlülük art mirasçıya yüklenemez.
Yedek mirasçı atama olağan(alelade) ikameli tasarruf, art mirasçı atama ise olağanüstü (fevkalade) ikameli tasarruftur.
Ön mirasçı ile art mirasçının mirasçılığı sıra iledir. Miras; art mirasçıya intikal ettiği ana kadar ön mirasçı, intikal ettikten sonra art mirasçı tereke borçlarından sorumludur. Ön mirasçı bozucu koşula bağlı olarak hak sahibi olduğundan kendisine intikal eden mirası zarara uğratmadan art mirasçıya devretmelidir. Miras bırakan açıkça bağışık tutmadıkça, mirasın ön mirasçıya onun güvence göstermesine bağlıdır. Taşınmazlarda bu güvence yeterli görüldüğü takdirde mirası geçirme yükümlülüğünün tapu kütüğüne şerh verilmesiyle de sağlanabilir.
Ön mirasçının hakkı tam bir hak art mirasçının hakkı beklenen haktır. Mirasın art mirasçıya geçmesine herhangi bir sebeple olanak kalmadığı anda miras, ön mirasçıya; ön mirasçı ölmüşse onun mirasçılarına kesin olarak kalır.
Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi Atama
Kendine özgü bir miras hukuku kurumudur.
Vasiyeti yerine getirme görevlisinin atanmasının tek şartı o kişinin göreve başladığı anda tam fiil ehliyetine sahip olmasıdır. Atanan kişi durumun sulh hukuk mahkemesi tarafından bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde görevi kabul ya da reddettiğini sulh hukuk mahkemesine bildirmek zorundadır. Bu süreyi susarak geçirirse görevi kabul etmiş sayılır.
Vasiyeti yerine getirme görevlisi ölüme bağlı tasarrufun iptali davasını açamaz. Buna karşın kendisini atayan ölüme bağlı tasarrufun iptali davasının vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılması gerekir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi, mirasçı olabilir, saklı paylı mirasçı olabilir. Kendi saklı payının ihlali nedeniyle, tenkis davası açabilir veya kendisine tenkis davası açılabilir. Mirasçıların vasiyeti yerine getirme görevlisini azletme yetkileri yoktur.
Vasiyeti yerine getirme görevlisi işini yaparken gerekli özeni göstermezse, bundan doğan zararlardan vekil gibi sorumlu olur. Vasiyeti yerine getirme görevlisi görevini tamamlamadan görevi sona ererse mahkeme yeni bir vasiyeti yerine görevlisi atamaz. Ona mirasçılara geçer.
Mirastan Feragat
Mirastan feragat sadece miras sözleşmesi ile yapılabilir., bu miras sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması gerekir. Mirastan feragat sözleşmesi; tek yönlü- çift yönlü, tam- kısmi, ivazlı- ivazsız olarak yapılabilir.
Tam feragat halinde; feragat eden mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak (ivazlı) mirastan feragat sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur, aksinin kararlaştırılması mümkündür.
04.05.2007 tarihine kadarki ölümlerde kardeşleri saklı paylı mirasçı olarak değerlendirmeliyiz. Bu tarihten sonraki ölümlerde ise kardeşler saklı paylı mirasçı değillerdir.
Lehine feragat edilen kimse red, ıskat veya herhangi bir sebeple mirasçı olamazsa feragat sözleşmesi geçersiz olacak ve feragat eden tekrar mirasçılık sıfatını kazanacaktır.
TMK 530
Mirasın açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenemiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde miras bırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar.
Mirasçılıktan Çıkarma
- Cezai Iskat
- Koruyucu Iskat
Saklı paylı olmayan mirasçının mirastan yoksun bırakılması, mirasçılıktan çıkarma değil, alelade bir ölüme bağlı tasarruftur.
Şartları
- Şekil Şartı
- TMK 510’da sayılan sebeplerden birine dayanması
- Mirasçılıktan çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarrufla gösterilmesi
Iskatın mutlaka vasiyetname ile yapılması gerekir. Fakat miras sözleşmesinin içerisinde de siz birini ıskat etmiş olabilirsiniz, tek taraflı iradenizle karşı tarafı bağlamayacak biçimde.
TMK 550
- Mirasçı miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
- Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesinin üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.
Sebebin varlığı ispat edilmemiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir. Henüz gerçekleşmemiş bir sebebe dayanarak şarta bağlı olarak ıskat yapılamaz.
Mirasçılıktan çıkartılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Mirasçılıktan çıkarma kişisel sonuçlar doğurur, alt soylarını etkilemez.
Mirasçılıktan çıkartılan mirasçı genel olarak vasiyetnamenin iptaline ilişkin esaslara göre iptal davası açarak mirastan çıkarma tasarrufunu ortadan kaldırabilir. Mirastan çıkarılan kişi, sebep gösterilmemişse veya gösterilen sebebin yeterli olmadığını düşünüyorsa tenkis davası açabilir. Mirastan çıkarılan mirasçı, tenkis davasını kazanırsa, sadece saklı payını alır.
İptal ve tenkis davalarını mirastan çıkartılan kişi açmıyorsa; onun alacaklıları veya bu kişi iflasa tabiyse, müflis ise iflas masası iptal davasını açamazlar fakat tenis davası açabilirler.
Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarma
TMK 513
Miras bırakan hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan alt soyu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarılabilir. Ancak bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş veya doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz vesikasının hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.
Koruyucu mirasçılıktan çıkarmanın vasiyetname şeklinde yapılması gerekir ancak karşı tarafı bağlamayacak şekilde miras sözleşmesinin içinde de yapılması mümkündür.
Vasiyetnamenin yorumunda irade prensibi; miras sözleşmelerinin yorumunda güven prensibi esastır. Çünkü vasiyetnameler tek taraflı irade beyanı ile yapıldıkları için yorum yapılırken korunması gereken bir beyan muhatabı yoktur.
Vasiyetnamelerin yorumunda özel yorum kuralları var;
- Favor testamenti (vasiyetname lehine yorum)
- Kanuni mirasın geçişi kuralına bağlılık
- Mirasçı ataması mı vasiyet mi?
Miras sözleşmelerinin içinde vasiyetname niteliğinde karşı tarafın bağlayıcı hükümler varsa, bunları yorumlarken güven prensibine göre değil irade prensibine göre yorumluyoruz.
Menfi tespit davasında, o ölüme bağlı tasarrufun hiç doğmadığı baştan itibaren hükümsüz olduğu ya da sonradan ortaya çıkan bir nedenle hükümsüz kaldığı yönünde karar alınması gerekir, mahkemeden.
TMK 557-İptal Davasının Sebepleri
- Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,
- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma ve zorlama sonucunda yapılmışsa,
- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,
- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.
Bu sayılan dört sebep dışında bir sebeple iptal davası açılamaz.
TMK 504-İrade Sakatlığı
Miras bırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak miras bırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.
İptal Davası
İptal sebeplerini içeren bir ölüme bağlı tasarruf miras bırakanın ölmesiyle tıpkı geçerli bir işlemmiş gibi hüküm ve sonuç doğurur. Kendiliğinden geçersiz olmaz.
İptal kararı ölüm anında yani mirasın açıldığı ana kadar geçmişe etkili olur. Aile hukukuna ilişkin iptal kararları geçmişe etkilidir.
İptal kararının etkisi nisbidir. Yani sadece davanın tarafları için hüküm ve sonuç doğurur.
Süre
Öğrenmeden itibaren 1 yıl, iyiniyetli 10 yıl, kötü niyetli ise 20 yıldır. Hükümsüzlük def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptalinde menfaati olan kişiye bazen ifa davası açılmış olabilir. Bu durumda o kişi iptal def’isini her zaman ileri sürebilir.
Kaynak gösterilmeden yazılardan alıntı yapılmaması ve bir kısmını yada tamamının kullanılmaması gerekir.
Aykırı hareket edenler hakkında her türlü başvuru, talep, dava ve şikâyet hakkım saklıdır.
E-posta: avyagizgundogdu@gmail.com