“Aile Hukuku ve HMK Yargıtay Uygulaması Konferansı” Notları
Konferans Tarihi :22.09.2018
Konuşmacı :Hkm. Ömer Uğur GENÇCAN
Türkiye Barolar Birliği ve Bursa Barosu iş birliği ile düzenlenen, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Sayın Hkm. Ömer Uğur GENÇCAN’ın konuşmacı olarak katıldığı eğitici konferans sırasında tuttuğumuz notları düzenleyip Aile Hukuku ve Medeni Usul Hukuku ile ilgilenen ve sayın hâkimi takip eden meslektaşlarımızın da yararlanması amacı ile yayınlama zorunluluğu hissettik. Umarım meslektaşlarımızın yararına olur.
Aşağıda maddeler halinde ve önerme olarak yazacağımız konferans notları sayın hâkimin tebliğlerinden anladığımız ve not alabildiğimiz hususlardır, hatalar veyahut yanlışlıklar konferans sırasında not tutulurken doğmuş olabilir.
Sayın Hkm. Ömer Uğur GENÇCAN’a bir kez daha burdan teşekkür ediyoruz.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bozma kararlarının %80’i usulen bozma kararlarıdır. Yani dairenin önüne temyizen gelen on dosyanın sekizinde dosyanın esasına dahi girilememektedir.
- Artık direnme kararları doğrudan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gitmeyip, öncelikle kendi dairesine gidiyor. Açık bir hata yapıldığı belli ise daire onama kararı veriyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndaki iş yoğunluğu nedeni ile böyle bir değişiklik yapıldı.
- Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin cinsel sadakatsizlik yapması durumunda, diğer eş 3. Kişiden tazminat talep edemez.
- Bir avukat HMK 194 düzenlemesini iyi bilmelidir. Dava dilekçesinde mutlaka vakıaya dayanılmalıdır. Aksi halde öninceleme duruşmasında davanın reddine karar verilir.
- Avukatın öninceleme duruşmasında dava dilekçesini tekrar ediyorum demesi, dayandığım başka bir vakıa yok demektir.
- Bölge Adliye Mahkemeleri uygulamada delillerin eksik toplanması nedeni ile dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine kesin olarak karar vermektedir. Ancak bu doğru bir karar olmayıp kesin olarak verilse dahi temyizi kabildir. Zira kesin olmayan bir karara mahkemenin kesin karar demesi, o karara karşı kanun yoluna başvurulmasını engellemez. Kesin denilen karara karşı da pekala kanun yoluna başvurulabilir.
- Hukuk yaşayan bir organizmadır ve hukukun son durağı İçtihadı Birleştirme Kararları’dır. Avukatların usule dikkat etmesi, dairelerin esasa girmesine ve İçtihadi Birleştirme Kararları’nın esasa yönelmesine neden olacaktır.
- TMK 184 düzenlemesi diğer davalar ile boşanma davaları arasındaki farkları belirlemektedir. Bu düzenleme haricinde HMK’nın usul hükümleri boşanma davalarında da geçerli ve yürürlüktedir. Yani boşanma davalarının özel hususları haricinde eşya davalarından farkı yoktur. Avukatların boşanma davalarının eşya davalarından ayrıldığını düşünmesi yanlıştır.
- Hukuk normatiftir. Hukukun ahlakı ve dini olmaz. Hukuk kuralları normatif olarak kabul edilmelidir. Usul bu yüzden fevkalade önemlidir.
- Avukat arkadaşlarımız içtihat bankaları ile bu işi yürütmeye çalışmasınlar, içtihat bankaları ile bu iş yürümez.
- HMK 33: “Hâkim, Türk hukukunu re’sen uygular.” hükmünü düzenlemektedir. Bu hüküm emredici niteliktedir. Bu düzenlemeyi bilen avukat HMK’nın hiçbir maddesinden şikâyet etmez, uygulamaya odaklanır.
- Yargıtay’da şu an derdest dosya yükü 1.000.000’u aşmış durumda. Bölge Adliye Mahkemeleri bu dosya yükünün artmamasında oldukça yardımcı oluyor. Bölge Adliye Mahkemeleri başarılı yargılamalar yürütüyorlar.
- HUMK’da dört yargılama usulü vardı. HMK bu dört yargılama usulünün ikisini dışladı. Basit yargılama usulü ve yazılı yargılama usulü elde kaldı. Kanun koyucu halihazırda hızlı görülmesi gerektiğini düşündüğü davaları zaten saymış ve basit yargılama usulüne tabi kılmış. Bu nedenle avukatların yazılı yargılama usulüne tabi davaları hızlandıracağız diye faydasız çabalara girmesine gerek yoktur.
- Hâkim pozitif hukuka göre dosyanın içerisinden dilekçe çıkaramaz. Eski usulde hâkim, dosyadan dilekçe çıkarabilirdi. Mehil verip dilekçe sahibi avukata verdiği dilekçe yerine başka bir dilekçe vermesini hâkim isteyebilirdi. Ardından da mehil verdiği dilekçeyi dosyadan çıkarabilirdi. Pozitif hukuka göre artık bu mümkün değil. Dosyaya giren dilekçe ne olursa olsun ne içeriyorsa içersin hâkim dilekçeyi dosyadan çıkaramaz.
- Yargılama aşamasında sunulmayan bir delil murafaada sunulacaksa mutlaka bir üst yazı ile sunulmalıdır. Murafaada üst yazısız sunulamaz. Hâkim murafaada üst yazısız sunulan delili havale alınır fakat hükme esas alınmaz. Yargıtay aşamasında kural olarak yeni delil sunulamaz. Bu kuralın istisnalarından biri ise çocuklarla ilgili davalarda yargılamanın her aşamasında delil sunulabilmesi kuralıdır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; konusunun çocuk olduğu davaları, bozmadan geçen davaları, karar düzeltme istenen davaları, davacı veya davalının yaşlı olduğu veyahut ağır hasta olup rapor sundukları davaları kuyrukta öne alıp, öncelikli olarak inceleyip karara bağlamaktadır.
- HMK 31: “Hâkim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Hâkimlerimizin aklında sürekli bu madde olmalıdır.
- Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasıyla Yargıtay aranan ve özlenen içtihat mahkemesi formuna geri kavuştu. Dosya yoğunluğumuz azaldı. Artık Yargıtay’da dosyalar daha verimli incelenebiliyor.
- Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası diye bir dava yoktur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası vardır. Terminoloji önemli.
- Sadakat yükümlülüğü: cinsel sadakat yükümlülüğünü, duygusal sadakat yükümlülüğünü ve ekonomik sadakat yükümlülüğünü kapsar.
- Evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğünün sona erdiği tek bir an bile yoktur. Ayrıca boşanma davası açıldıktan sonra meydana gelen sadakatsizlik açılmış olan davada ileri sürülemez. Zina nedeni ile yeni bir boşanma davası açılıp birleştirme talep edilmelidir. Hâkim dosyaları birleştirir ve her iki dava hakkında ayrı ayrı karar verir.
- Cevap dilekçesi verilmemişse ıslah yolu ile cevap dilekçesi verilemez. Ancak ve ancak verilmiş olan cevap dilekçesinden bağımsız maddi vakalar ıslah dilekçesi ile sunulabilir.
- Geçmiş kararlarımızda: vefat eden çocuğun mezar taşına sadece kendi ismini yazdırmasını ve hiçbir gerekçe göstermeden kaynananın cenazesine katılamamayı boşanma nedeni olarak kabul ettik.
- TMK 166 düzenlemesi içerisindeki geçişlerde ıslaha gerek yoktur. Yani çekişmesiz boşanmanın çekişmeli hale gelmesi için ıslaha gerek yoktur.
- Tanık deliline dayanmak, tanık delilini göstermek ve tanık delilinin toplanması farklı aşamalardır. Tanık delillerine dayanmak dilekçeler teatisi aşamasında olur. Tanık delilini göstermek öninceleme aşamasında olur. Tanık delillerini toplamak ise tahkikat aşamasında olur.
- Sözlü yargılama aşamasında tarafların gelmemesi durumunda hâkim dosyayı müracaata bırakmak suretiyle işlemden kaldırır. Bu konuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin tek bir kararı bulunmaktadır. Karar oy çokluğu ile alınmıştır.
- Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer hususların incelenmesine gerek olmadan bozma sebebi oluşturur.
- Tarafın ehliyetinin var olup olmadığı konusunda hâkim tereddütteyse sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunarak tarafın ehliyetinin var olup olmadığı hususunun araştırılmasını talep etmelidir. Bu hususun araştırılmadan hüküm kurulması tek başına bozma nedenidir.
- Bölge Adliye Mahkemeleri kamu düzenine ilişkin hususları re’sen değerlendirir. Tarafların ileri sürmesine gerek yoktur.
- Cevap dilekçesi vermeyen avukat hem karşı ispat hem de asıl ispat için delil bildirme hakkını yitirmiştir.
- Hükmün boşanmaya ilişkin olan kısmını temyiz etmeksizin kusurun varlığının ve kusur oranının tek başına istinaf ve temyiz edilmesi mümkündür.
Kaynak gösterilmeden yazılardan alıntı yapılmaması ve bir kısmını ya da tamamının kullanılmaması gerekir.
Aykırı hareket edenler hakkında her türlü başvuru, talep, dava ve şikâyet hakkımız saklıdır.
E-posta: ezgyuce@gmail.com / avyagizgundogdu@gmail.com