- Dolandırıcılık suçu nedir?
Dolandırıcılık suçu, başkasının malvarlığına karşı duyguların incelikle gizlenerek işlendiği bir suçtur. Suçun özü, failin hile yaparak bir şahsın pozitif veya negatif bir fiil yapmasına neden olmasıdır. Ancak bu hareket, hareketi yapanın malvarlığında azalmaya, failin veya başkasının malvarlığında çoğalmaya sebep olmaktadır.
- Dolandırıcılık suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenleniş biçimi nasıldır?
Yürürlükte olan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde dolandırıcılık suçu: “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
- Dolandırıcılık suçunun işlenmesinde hilenin önemi nedir?
Dolandırıcılık suçu esasen iyi niyet kuralının ihlalidir. Dolandırıcılık suçu, bir kimsenin, hileli davranışlarla, kendisinin çıkarına olarak, başka bir kimsenin malvarlıklığına zarar vermesi eylemidir. Suçu karakterize eden hiledir.
- Dolandırıcılık suçuna günlük hayatta neden çok rastlıyoruz?
Dolandırıcılık suçu, günlük beşerî ilişkilerde, ticari hayatta, serbest ile yasağın ince çizgisidir ve dolandırıcılık suçunun en temel özelliği; failin sahip olduğu kurnazlık, plan yapma, uyum sağlama ve ikna kabiliyeti ile mağdurların tecrübesizliğini, dikkatsizliğini ve kolay yoldan para kazanma hırsını kullanarak gelir elde etmesidir. Bu temel özellik nedeniyle dolandırıcılık suçunun çeşitliliğine, faili ve mağduruna sık rastlanılmaktadır.
- Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri nelerdir?
5237 sayılı türk ceza kanunu’nun 158.maddesinde dolandırıcılık suçunun:
- dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
- kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
- kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
- kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
- kamu kurum veya kuruluşlarının zararına olarak,
- bilişim sistemlerinin, banka veya diğer kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
- basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
- tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında
- serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
- banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
- sigorta bedelini almak maksadıyla,
- kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum veya kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,
işlenmesi halinde suçun nitelikli hallerinin oluşacağı belirtilerek, 157.maddede öngörülen hapis ve adli para cezasının da artırılması öngörülmüştür.
- Dolandırıcılık suçunun unsurları nelerdir?
- Fiil
- Fail fiili ile hileli davranışta bulunmalıdır.
- Hileli davranış aldatıcı nitelikte olmalıdır.
- Mağdur bu hileli davranış ile aldatılmış olmalıdır.
- Mağdurun malvarlığında zarar doğmalıdır ve buna karşılık olarak fail veya bir başka kişi yönünden menfaat elde edilmelidir.
- Hukuka aykırılık
- Kusurluluk
- Falcılık, büyücülük, muskacılık vb. uğraş alanları neden cezalandırma konusu haline getirilmiştir?
Falcılık, büyücülük, muskacılık, gaipten haber verme vs. ilkel veya gelişmiş her toplumda görülen, bir çıkar karşılığı olarak yapılan, insanlık kadar eski davranış biçimleridir. Elbette bunlar, kamu düzeni bakımından zararlı ve tehlikeli görülerek cezalandırmanın konusu yapılabilirler.
- Dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi durumunda, istismar edilen dini inanç ve duygunun, inanılanın dinen doğru olmasının bir önemi var mıdır?
Failin, mağdurun yanına gelerek dini birtakım enstrümanlar kullanıp hile yaparak haksız menfaat temin etmesi, düzenleme kapsamındadır. Düzenlemenin uygulanması için, sanığın kullandığı argümanın dinen doğru kabul edilen bir argüman olması gerekmemektedir. Objektif olarak dini bir duygunun değil, mağdurun şahsında sübjektif olarak, bu duygunun nasıl şekillendiğine bakmak gerekecektir.
- Dini inanç ve duyguları istismar edilen kişinin bu istismardan haberi olması ve bu nedenle suçun failine yarar sağlaması suçun oluşumunu engeller mi?
Eylem açısından dikkat edilmesi gereken husus, bu maddi menfaati sağlayan kişinin kandırılan bir kişi olması gerekir. Eğer faile bu şekilde para veya başka bir menfaat temin eden kişi, failin yasal zeminde olmadığını biliyor ve yapılan bu yardımların, doğru yere gitmeyeceğini zaten biliyorsa bir dolandırıcılık suçu oluşmayacaktır.
- İstismar edilen dini inanç ve duyguların hangi din veya mezhep olduğu önemli midir?
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu gerekçesinde “dinin bir aldatma aracı olarak” kullanılmasının istenmediği kaydedilmiş, “bu nitelikli unsurun gerçekleşmesi için”, dini inanç ve duyguların “aldatma aracı olarak kötüye kullanılması” istenmiştir. Aldatma aracı olarak kullanılan dinin veya mezhebin, hangi din veya mezhep olduğu suçun oluşumu açısından önemsizdir.
- Dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesinin uygulamada sıklıkla rastladığımız örnekleri nelerdir?
- Büyücülük, falcılık, bohçacılık suretiyle haksız menfaat temin edilmesi.
- Dua okuduğunda ailevi sorunları gidereceğini söyleyerek haksız menfaat temin edilmesi.
- Cami yaptırma niyeti olmayan bir kimsenin cami yaptıracağından veya yarım kalan camiyi bitireceğinden bahisle izinsiz olarak yardım toplaması.
- Altınları hocaya okutturma bahanesiyle haksız menfaat temin edilmesi.
- Kendisini “şeyh” olarak tanıtarak haksız menfaat temin edilmesi.
- Cenaze için Kur’an-ı kerim okunacağından bahisle para istenmesi.
- Bir kimsenin Allah’tan kendisine kutsal bir güç verildiğini ve bu güçle hastaları iyileştirebileceğini iddia ederek mağdurdan para alması.
- Muska yaptırmak bahanesiyle haksız menfaat temin edilmesi.
- Kendisini hızır olarak tanıtarak, mağdurun yerine hacca gideceğini beyan ederek mağdurdan haksız menfaat temin edilmesi.
- Dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi halinde soruşturulma ve kovuşturulmanın yapılması şikâyete bağlı mıdır?
Büyü ve fal işiyle uğraşıp toplumdaki insanların dini duygularını sömüren kişiler hakkında herhangi bir şikâyet bulunmasa bile re’sen soruşturma yürütülmelidir.
- Dolandırıcılık suçu ile güveni kötüye kullanma suçu sıklıkla karıştırılmaktadır. Dolandırıcılık suçu ile güveni kötüye kullanma suçunun farkı nedir?
Güveni kötüye kullanma suçundan farklı olarak, dolandırıcılıkta rıza, hile ile sakatlanmış bir rızadır. Güveni kötüye kullanmada ise hile olmadan, geçerli bir rıza ile malın teslimi söz konusudur.
- Dolandırıcılık suçu uzlaşmaya tabi midir?
Uzlaştırma müessesi 158. maddede sayılan nitelikli halleri kapsamamakta, yalnızca 157. maddede düzenlenen basit dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak, yeni düzenlemede yer alan şartların var olması halinde uygulanabilecektir.