Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu

Ticari ve ekonomik yaşamda çoğu zaman göz ardı edilen ve çevrelerce pek bilinmeyen bedelsiz senedi kullanma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 156. Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenmiştir. Kanunun özel önem atfettiği senetlerin ödemeleri bu düzenleme nedeniyle oldukça dikkatli şekilde takip edilmelidir.

Bursa 24. Asliye Ceza Mahkemesi 16 Ekim 2019 tarihli kararı ile bedelsiz senedi kullanan sanık hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezası ve 2.000,00₺ adli para cezasına hükmetti ve sanık hakkında indirim uygulamadı.

 

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu Metin İçi Görsel

 

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu Nedir?

Bedelsiz Senedi Kullanma suçu 5237 sayılı yasanın 156/1. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: “Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.”

Madde, borçlusunca ödenmiş ve bir suretle elde kalmış senedi, kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi kullanan, örneğin ödenmesi için icraya başvuran veya başkasına devreden kimseyi cezalandırmaktadır.

Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiilinin de aynı suçu oluşturacağında kuşku yoktur.

Maddede tanımlanan suçun kovuşturulması zarar görenin şikâyetine bağlı tutulmuştur.

 

Bedelsiz Senedi Kullanma Metin İçi Görsel 2

 

Suçun konusu, bedelsiz kalan senettir. Buradaki bedelsizlik, senette yazılı meblağın ödenmesi veya ödeme yerine geçen herhangi bir hukuki sebebin ortaya çıkması nedeniyle senette yazlı miktarın artık borçluya karşı ileri sürülememesi anlamına gelmektedir. Ancak buradaki bedelsizlik içerik olarak kullanılmaktadır. Oysa senet şeklen bedelsiz görünmeyebilir

Şeklen hukukça hükmü haiz bir senet olarak varlığını koruyabilir. Fakat bu senedin aslında ödendiği ya da ödemeye eşdeğer bir işleme tabi tutulduğu ya da ödenmesine gerek kalmadığı bir vakıa meydana gelmiş olmalıdır. O halde bu suçun konusunu görünüşte hukukça hükmü haiz ve fakat özde hukuka geçerliliği kalmamış senet oluşturmaktadır.

 

Bedelsiz Senedi Kullanma Metin İçi Görsel 3

 

Senedin kim tarafından ödendiği önemli değildir. Ancak senedin içerdiği miktarın sadece bir kısmının ödemesi halinde senet sahibi geri kalan kısmın da ödenmesi için resmi makamlara başvurabilir. Senedin bir kısmı ödenmekle birlikte fail hiçbir ödeme yapılmadığı iddiasıyla resmi makamlar önünde senedin tamamı üzerinden bedel isteğinde bulunması halinde senet daha önce kısmen bedelsiz kalması sebebiyle suç oluşacaktır.

 

Bursa 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 16 Ekim 2019 Tarihli Kararı

 Dosya içeriği incelendiğinde; sanığın 2011 yılında Bursa ilinde araç kiralama işi yaptığı, katılanların bu tarihlerde sanıktan araç kiraladığı, araç kiralama sözleşmesinin ekinde bulunan ve teminat olarak alınan bonoyu imzaladıkları, katılanların aracı sanığa hasarsız olarak iade ettiği, sanığın araç tesliminde soruşturmaya konu senedi iade etmediği, sanığın katılanlardan teminat olarak aldığı ve kiralık aracın hasarsız iadesi ile bedelsiz duruma düşen boş senedi doldurarak İstanbul 18. İcra Müdürlüğü üzerinden işleme koyduğu; her ne kadar sanığın hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme suçundan dolayı cezalandırılması talep edilmişse de, sanığın eyleminin “Bedelsiz senedi kullanma” suçunu  oluşturduğu, sanığın “Bedelsiz senedi kullanma” suçunu işlediği sabit görülmekle, 5237 Sayılı TCK ‘nın 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, failin kastının yoğunluğu,   hakkında benzer isnatlar ile açılan çok sayıda soruşturma ve kovuşturma dosyasının bulunduğu, adli sicil kaydı içeriği göz önüne alınarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 156/1 maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden 1 yıl 6 ay hapis ve 100 gün  adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın sabıkalı  geçmişi, sosyal ilişkileri, dosyaya yansıyan kişiliği, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları dikkate alındığında, şartları oluşmadığından, sanık hakkında TCK-62/1 maddesinin tatbikine takdiren yer olmadığına, sanığın cezasından başkaca artırım veya indirim yapılmasına yer olmadığına, sanık hakkında hükmolunan 100 tam gün adli para cezasının, 5237 sayılı TCK’nun 52/2. maddesi uyarınca, sanığın ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak; günlüğü takdiren 20,00 TL’den belirlenmek sureti ile sanığın 2000,00 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK-231/6-a maddesinde belirtilen “Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması” şartıyla, sanığın dosyaya yansıyan kişiliğine, geçmişteki haline ve sabıka kaydı içeriğine göre, CMK-231/6-b maddesinde belirtilen “Sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemece kanaate varılması”  şartının gerçekleşmediği ve mahkememizce bu yönde olumlu bir kanaate varılmadığı dikkate alınarak, sanık hakkında CMK-231/5 ve devamı maddelerinin tatbikine yer olmadığına, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde samimi ve muteber herhangi bir pişmanlık göstermemiş olması ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak, sanık hakkında TCK-50/1 maddesi hükümlerinin tatbikine takdiren yer olmadığına, sanığın geçmişteki haline, sabıkalı oluşuna, suç işleme hususundaki eğilimine  ve yargılama sürecinde samimi ve muteber bir pişmanlık göstermemiş olmasına göre, verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesi halinde tekrar suç işlemekten çekineceğine dair, mahkememizde kanaat oluşmadığından, hakkında hükmedilen hapis cezasının TCK-51/1 maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas kaydı olduğundan mükerrerlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına karar verilerek hüküm kurulmuştur.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s