Tüketicinin Korunması Hukuku Kısa Çalışma Notları

 TÜKETİCİNİN KORUNMASI HUKUKU ÇALIŞMA NOTLARI

Tüketici: mesleki veya ticari olmayan amaçlarla hareket edip mesleki ya da ticari amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişilerden mal satın alan kişi.

İlk kez tam anlamıyla tüketici kavramına 18. Yüzyılda yer verilmiştir.

  1. yüzyılda İngiltere’de tüketicilerin korunması amacıyla bir komisyon oluşturulmuştur. (Malony Komisyonu)

İlk kez tüketici kavramına yer verilen dava ise yine İngiltere’de karşımıza çıkıyor.(1932)

Tüketicinin Korunması Hareketi’nin tam olarak başlaması ise 19. Yüzyılın sonları ile 20. Yüzyılın başlarında gerçekleşiyor.

Neden tüketicileri korumak zorundayız?

  1. Tüketicinin bilgisizliği
  2. Teknolojinin sürekli değişmesi ve gelişmesi
  3. Ambalaj sektöründeki gelişmeler
  4. Tüketicinin maruz kaldığı reklamlar
  5. Gelir dağılımındaki dengesizlikler

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un neredeyse tamamı nisbi emredici hükümlerden oluşuyor. Ana amaç zayıfın korunması.

Her bir konuyu içeren tek bir tüketicinin korunması yasası olan tek ülke Türkiye.

Tüketici Örgütleri

  • Tüketiciler Tarafından Kurulan Örgütler
  • Tüketicileri Koruyan Uluslararası Kuruluşlar
  • Devletin Kurduğu Bazı Örgütler
  • Özel Kesim Kuruluşları
  • Tüketici Kooperatifleri

Tüketici Hareketlerinin Dünyada Gelişimi

  • Hammurabi Kanunları
  • Magna Carta
  • 1690 Almanya

Osmanlı Devleti’nin sisteminde yer alan loncalar ve ahilik teşkilatları sayesinde tüketicinin korunması oldukça gelişkin.

Dünya’da tüketiciyi korumaya yönelik ilk yasa 1872 yılında ABD’de ortaya çıkmıştır.

1891 yılında ilk tüketici örgütünün kurulduğu ülke yine ABD.

 

 

J.F. Kennedy (1962)

Dünya’da yönetim düzeyinde tüketici haklarını ilk telaffuz eden kişi.

  • Güvenlik hakkı
  • Bilgi edinme hakkı
  • Seçme hakkı
  • Sesini duyurma hakkı

Jimmy Carter (1975)

Tüketicinin daha etkin korunması politikasını izliyor.

Avrupa Birliğindeki Gelişmeler

AB, uluslararası bir organ değil uluslarüstü bir organdır.

AB’nin tüketicinin korunması hakkında getirdiği yasal düzenlemeler asgari düzenlemelerdir.

Tüketici Sorunları Başvuru Merkezi oluşturuluyor.

1968 yılında özel olarak Tüketiciyi Koruma Birimi oluşturuluyor.

AB Tarafından Kabul Edilen Tüketici Hakları

  • Tüketicinin sağlık ve güvenliğinin korunması hakkı
  • Tüketicinin ekonomik çıkarının korunması hakkı
  • Tüketicinin tazmin edilme hakkı
  • Eğitim ve bilgilendirme hakkı
  • Örgütlenme ve temsil edilme hakkı

1993 yılında MAASTRİCHT Antlaşması imzalanıyor. Özelliği tamamen tüketicinin korunması başlığını taşıyan özel bir maddeye yer vermesidir.

Tüketicinin korunması ikiye ayrılır;

  • Önleyici Koruma
  • Telafi Edici Koruma

Gerçek anlamda hukukçuluk önleyici hukukçuluk olmalıdır.

Bizim kanunumuzun sistematik temeli bu 5 tüketici hakkına dayanır.

Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları

5 temel hakkı biraz çeşitlendirme çabası sonucu ortaya çıkmıştır. 8 hakka çıkartmışlardır.

  • Güvenlik ve güven duyma hakkı
  • Bilgilenme hakkı
  • Seçme hakkı
  • Temsil edilme=sesini duyurma hakkı
  • Temel ihtiyaçlarının karşılanması hakkı
  • Tazmin edilme hakkı
  • Eğitim hakkı
  • Sağlıklı bir çevreye sahip olma hakkı

Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Anadolu’da tüketici koruyan neredeyse hiçbir kurum ve kuruluş yok. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Loncalar kapatılıyor.

  • 1928 Tıbbi Müstahzarlar Kanunu

İlk defa bizim hukukumuzda 1982 Anayasası’nın 172.maddesine üst başlık olarak tüketicinin korunması başlığı veriliyor.

28 Mayıs 2014 – 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun

Yargıtay uzun yıllar Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanma sınırlarını dar tutmak istemiştir. Yeni kanunla bu sıkıntı aşılmış oldu.

Kanun koyucu 6502 sayılı kanun ile ne yazık ki eğitimi kanundan çıkarmış durumdadır.

Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusu.

Buradaki hizmet sözcüğü TBK’daki hizmet sözcüğünden farklı bir anlama karşılık geliyor.

Mal: Alışverişe konu olan, taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar.

Tüketicinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi gerek. Tüzel kişilerde tüketici olabilir.

Kamu tüzel kişileri kuşkusuz tüketici değildir. Kamu tüzel kişileri her zaman için belli bir mesleki amaç ya da ticari amaçla hareket eder dolayısıyla bu kapsama girmez.

Dernek ve vakıflarında tüketici olabilmesi için ticari amaçla hareket etmemesi gerekiyor.

Tüketici İşlemi: Tek Başına tüketici, tüketici işlemi yaratmayacaktır. Bir tarafın tüketici olması yetmez, aynı zamanda da karşı tarafın da bu kanun kapsamında satıcı veya sağlayıcı olması gerekir.

Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Kanun tüketici işlemini tanımlarken sözleşmeleri saymıştır; eser, taşıma, satım, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da taşıma sözleşmesi düzenlenmediğine göre esasa TTK hükümleri uygulanır. Aynı zamanda Tüketici Kredisi’nin esası Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlendiği için esasa bu kanunu uygularız.

TKHK 4. Madde Temel İlkeler

  • Bu kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler ile bilgilendirmeler en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenir ve bunların bir nüshası kâğıt üzerinde veya kalıcı veri sağlayıcısı ile tüketiciye verilir. Sözleşmede bulunması gereken şartlardan bir veya bir kaçının bulunmaması durumunda, eksiklik sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Bu eksikli sözleşmeyi düzenleyen tarafından derhal giderilir.
  • Sözleşmede öngörülen koşullar, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemez.
  • Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemez. Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetler de ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar bakanlığın görüşü alınarak kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde BDDK tarafından belirlenir.

Kanun koyucu BDDK’ya istediği gibi masraf taleplerini belirle gibi bir özgürlük tanımamıştır. 3 sınırlama getirmiştir:

  • Bakanlığın görüşü
  • Kanunun ruhuna uygun davranmak
  • Tüketiciyi koruyacak şekilde hareket etmek
  • Filhakika faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin masraflar bu sınırlamalar dâhilinde BDDK tarafından belirlenecektir.
  • Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.
  • Tüketici işlemlerinde, tüketicilerin edimlere karşılık olarak alınan şahsi teminatlar her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır. Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılır.

TKHK, tüketici işlemleri bakımından özel kanun niteliğindedir. Tüketicinin karşısındaki satıcı veya sağlayıcının ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi gerekir. Temerrüt hali de dâhil olmak üzere, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmaz.

TKHK 6. Madde Satıştan Kaçınma

  • Vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın, satılık olmadığı belirten bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamaz.
  • Hizmet sağlamaktan haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
  • Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlanamaz.
  • Bakanlık ve belediyeler bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidir.

TKHK 7. Madde Sipariş Edilmeyen Mal veya Hizmetler

  • Sipariş edilmeyen malların gönderilmesi ya da hizmetlerin sunulması durumunda, tüketiciye karşı herhangi bir hak ileri süremez. Bu hallerde, tüketicinin sessiz kalması ya da mal veya hizmeti kullanmış olması, sözleşmenin kurulmasına yönelik kabul beyanı olarak yorumlanamaz. Tüketicinin malı geri göndermek veya muhafaza etmek gibi bir yükümlülüğü yoktur.
  • Bir mal veya hizmetin sipariş edildiğini iddia eden bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Genel işlem koşulları bir sözleşme hükmüdür. Uygulamada çok farklı kavramlara rastlamak mümkün:

  • Standart sözleşme
  • İltihakı sözleşme
  • Abonelik sözleşmesi
  • Genel işlem koşulu
  • Haksız şart

Bir sözleşme hükmü taraflardan birince hazırlanıyor ve karşı taraf bu hükmü değiştirme imkanına sahip olmadan ya kabul ya reddetmek durumunda kalıyorsa biz buna genel işlem koşulu adını veriyoruz.

Kredi kartı sözleşmesi tam bir standart sözleşme değil. O yüzden genel işlem niteliğinde de değildir.

 

Denetleme Türleri

  • İdari Denetim
  • Yargısal Denetim

Yürürlük Denetimi

Yorum Denetimi

İçerik Denetimi

Eğer bir genel işlem koşulu niteliğindeki hüküm karşı tarafın durumunu özellikle ağırlaştırıcı nitelikteyse veya zorda bırakacak nitelikteyse yani adil değilse, hakkaniyete uygun değilse içerik denetiminin sonucunda bu genel işlem koşulu haksız şart olacaktır. Yani içerik denetimi yapıldıktan sonra adil nitelik taşımayan genel işlem koşullarına haksız şart diyoruz. Geçersiz, kesin hükümsüz olur.

Tüketici Mahkemeleri ve Hakem Heyetleri

Her ilde tüketici hakem heyetlerinin kurulması zorunludur. İllerde kurulan tüketici hakem heyetlerinde başkan ticaret il müdürleridir. İlçelerde kurulan tüketici hakem heyetlerinde se başkan kaymakamdır. Üyelerinin yapısına baktığımız zaman aslında bir avukat var, onun haricindeki kişiler idari yapıdan veya çeşitli örgütlerden gelmektedir. Bu yapının şu an itibariyle uygulamada özellikle kredi masraflarında iş yapamaz hale geldiği aşikârdır.

Tüketici Hakem Heyetlerinin Hukuki Niteliği Nedir?

Anayasa Mahkemesi, mahkeme olarak kabul etmiyor. Doktrinde ileri sürülen diğer görüş; “Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemi” olduğudur. Fakat şu an için baskın görüş alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olmadığı yönündedir. Çünkü bu heyetlere başvuru gönüllülük esasına tabi değildir, verilen kararlar taraflar açısından bağlayıcıdır. Ayrıca;

  • HMK’da gösterilen ihtiyari tahkimden de ayrılmış oluyor. Bu noktada aslında zorunlu tahkim varlığıyla karşılaşıyoruz. Zorunlu tahkim, mahkemelerin yargı yetkisine istisna teşkil eden tek yapı olarak hukuk sistemimizde görülüyor. Dolayısıyla tüketici hakem heyetlerinin zorunlu tahkim kuruluşu olduğunu yargısal bir faaliyet yürüttüklerinin, mahkemeyi ikame ettiklerinin kabulü gerekir.

Tüketici Hakem Heyetleri geniş anlamda bir mahkemedir. Şekli anlamdaki kriterleri, sağlayamasa da fonksiyonel anlamda mahkemedir. TKHK’a baktığımızda 2016 için il tüketici hakem heyetlerinde 3480 liraya kadar, ilçe Tüketici Hakem Heyetleri’nde 2320 liraya kadar bir miktara bağlı görev ilişkisinin kurulduğunu görüyoruz.

Büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2320 Türk Lirası ile 3480 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetine başvurma zorunludur. Bu değerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Burada kesin yetki görüşü savunuluyor. Tüketici işleminin yapıldığı yer esas alınıyor. Her iki taraf da buraya başvurabiliyor. Tüketici Hakem Heyetlerinde uyuşmazlıklar dosya üzerinden incelenerek çözüme kavuşturuluyor. Kural yazılılık ama tarafların dinlenilmesine de izin verilebilir. Bilirkişilerin dinlenilmesine dahi karar verilebilir. Birden fazla kurulmaları halinde Tüketici Hakem Heyetleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisidir.

Geniş anlamda mahkeme sayılan bu heyetlerin aldığı kararlar yargısal kararlardır. Bu kararlar bakımından itirazen Tüketici Mahkemelerine başvurulur. Bu yol itiraz yolu olarak düzenlenmektedir. İstinaf incelemesine yakın bir hukuki niteliğe haizdir.

Tüketici Mahkemeleri, tüketici hakem heyetlerinden gelen uyuşmazlıklara sadece hukukilik açısından değil işin esasına girerek inceleme yapar. Ayrıca Tüketici Mahkemesinin itiraz incelemesi sonucu verdiği kararlar kesindir. Bu durumun tek istisnası, yargılamanın iadesi yoludur. Bu talebin itirazın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde gerçekleştirilmesi gerekir.

TKHK 70. Madde

Tüketici Hakem Heyetlerince vekalet ücreti ödenmesine karar verilemez.

Tüketicinin daha iyi korunması için tüketicinin vekalet ücretinin alınması gerekir. 70. Maddedeki hükme göre ilk etapta vekalet ücretine hükmedilemezken devamında vekalet ücretine hükmedilebiliyor. Dosyanın Tüketici Mahkemesine taşınmasıyla hükmedilebiliyor.

Tüketici Hakem Heyetleri itirazın iptali davasına bakabilirler mi?

Anayasa Mahkemesi bakamaz şeklinde karar vermiştir. Fakat doktrinde bakabilmesi gerektiği düşünülüyor, ama uygulamada bakmıyor-bakamıyor.

Tüketici Mahkemeleri

Tüketiciler tüketici mahkemesinde dava açarken gider avansı ödemek zorundalar. İstisnai olarak harç ödemeleri ise kaldırılmıştır. Yani; tüketiciler, federasyonlar, tüketici örgütleri ve dernekler; tüketici mahkemesinde dava açarken ve topluluk davası açarken harç ödemekten muaf konumdadırlar.

Topluluk davasında örgütler taleplerinin hepsini isteyebilir ancak tazminata hükmedilmesini isteyemezler. Bu noktada yine o uyuşmazlığın tarafı olan tüketicinin tüketici mahkemesine gidip dava açması gerekmektedir.

Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir. Burada kesin yetki kuralı yoktur. Fakat Tüketici Hakem Heyetlerinde verilen karara itiraz bakımından tüketici mahkemeleri kesin yetkilidir. İtiraz bir dava değildir. Kanun yoludur.

Genel hüküm niteliğindeki TBK hükümleri TKHK’da hüküm bulunmayan hallerde veya tüketicinin daha geniş korunmasını sağlayabilecekse uygulanacaktır.

Genel İşlem Koşulları

TBK madde 20: Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.

Bu düzenleme münferit sözleşmeleri kapsam dışı tutmuştur.

Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliği taşıyabilmesi için:

  • İleride çok sayıda sözleşmede kullanma amacının olması gerekir. (ikiden fazla olması yeterli)
  • Mutlaka sözleşmenin akdedilmesinden önce hazırlanmış olması gerekiyor.
  • Tek başına hazırlayacak karşı tarafın imzasına sunulması gerekiyor. (TBK anlamında)

Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin özdeş olmaması bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtları tek başına onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makam tarafında verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.

TBK’da her 3 yargısal denetim türüne de yer verilmiştir. Fakat TBK’da idari denetime hiç yer verilmemiştir. TKHK, idari denetimi getiriyor.

TBK 21. madde: Yazılmamış Sayılma: Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa bu konuların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlanmasına ve karşı tarafında bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.

Yürürlük denetiminden kastımız tamamen bilgilendirme yükümlülüğüdür. Bilgi verilmemişse eğer genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. (burada kesin hükümsüzlük vardır.)

TBK 22. Madde: Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda düzenleyen, yazılmamış sayılan koşullar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. (Kısmi kesin hükümsüzlük var.)

Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.

TBK 23. Madde: Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.

TBK 24. Madde: Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme yetkisi veren kayıtlar yazılmamış sayılır.

Eğer elimizde tüketicinin muhatap olduğu genel işlem koşulu niteliğinde hükümler varsa öncelikle TKHK uygulanır.

TKHK madde 5: içerik denetimi yapıldıktan sonra dürüstlük kuralına aykırı olarak dengesiz olan şartlar haksız şarttır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.

Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür.

Sözleşme şartlarının yazılı olması halinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması durumunda bu hüküm tüketicinin lehine yorumlanır.

Bir sözleşmede şartın haksızlığı, sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir.

Sözleşme şartlarının haksızlığının takdirinde, bu şartlar açık ve anlaşılır bir dille yazılmış olmak koşuluyla, hem sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki hem de mal veya hizmetin piyasa değeri ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz.

TKHK’da yürürlük denetimi yok.

TBK’da getirilen yürürlük denetiminde sadece bunlar genel işlem koşuludur dememiz yetmiyor içeriğini anlamasına da olanak sağlamamız gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda TBK az da olsa TKHK’a göre daha geniş bir koruma içeriyor. Öyleyse her halükarda TKHK’da hüküm olmadığı için tüketiciler bakımından TBK’nın 21. Maddesini uygulamamız gerekiyor.

TKHK’da Gümrük ve Ticaret Bakanlığına idari denetim yetkisi verildi.

Büyükşehir statüsünde olmayan il merkezlerinde ilçe Tüketici Hakem Heyeti yok. Böyle bir heyet olmadığı için il merkezinde 2320-3480 TL arasındaki sınır kalkıyor. Bütün uyuşmazlıklar bakımından (0-3480 TL) il Tüketici Hakem Heyeti’ne gitmek gerekiyor. Büyükşehir olan illerde ayrı ilçe Tüketici Hakem Heyeti teşekkül etmiş, hatta eski yasa döneminde her ilçede mutlaka Tüketici Hakem Heyeti olması zorunluydu.

3480 liraya kadar olan uyuşmazlıklar bakımından Tüketici Hakem Heyeti nihai çözüm merkezidir. Tüketici hakem heyetlerine başvuran tüketiciyse eğer hiçbir harç yatırmaz, buna karşılık tüketiciye karşı başvuran harç ödemek durumundadır.

Kaynak gösterilmeden yazılardan alıntı yapılmaması ve bir kısmını yada tamamının kullanılmaması gerekir.

Aykırı hareket edenler hakkında her türlü başvuru, talep, dava ve şikâyet hakkım saklıdır.

E-posta: avyagizgundogdu@gmail.com

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s