GENEL DEVLET KURAMI EŞLİĞİNDE ORTADÜNYA’YA BİR BAKIŞ
Fantastik eserler ve ütopyalar insanlık tarihinin başlangıcından itibaren önemli yere sahip metinlerden olmuşlardır. Thomas Moore, Sir Francis Bacon gibi ünlü düşünürler bu türde ilk eserleri verirken acaba işin buralara kadar geleceğini düşünmüşler midir? Filhakika 19. yy’dan itibaren iş çığırından çıkmış, ütopyalardan feyz alan yazar ve düşünürler kurmaca dünyaları fantastik eserlere dönüştürmüş; yeni ortaya çıkan eserler ise distopyaların önünü açmıştır. Fantastik edebiyatın kilometre taşını ise “Ortadünya” oluşturmuştur. J.R.R. Tolkien Ortadünya’yı oluştururken kendisinden sonra gelen sadece fantastik metin yazarlarını değil bütün kurgusal metin yazarlarını etkileyeceğinin bilincinde miydi bilemem, fakat kesin olan şey Tolkien’in eserleri dünya çapında okunmuş, kitleleri etkilemiş ve akademik çalışmalara konu olduğudur. Kısa bir parantez açıp özeleştiri bâb-ında bir noktaya değinecek olursam, Tolkien’in eserleri ülkemizde gerekli önemi görmesine rağmen çalışmalara konu olmamış, incelemelerin dışında tutulmuştur. Bu durumu garipseyerek karşılıyorum çünkü hayal kurmaya ve somut gerçeklerinden elinden geldiğince kaçmaya çalışan güzide milletimizin somut gerçeklerden kaçma yolu olarak kitapları görmemesi iç acıtıcı. Naçizane bir çaba olarak bu kısa çalışmayı asıl hayalim olan, Ortadünya’yı Anlamak’ın, ön çalışması olarak görmekteyim.
Konuya kısa bir giriş yapacak olursam; Genel Devlet Teorisi, devleti, kuruluşunu, biçimini, yönetimini, egemenlik sağlama aracını, yönetme yetkisini elde etme biçimi ve sona ermesi gibi konuları incelemekte. Genel Devlet Teorisini Ortadünya’ya enjekte ederken temel alınacak kıstaslar ise devletler ve devletsi yapılar. İsengard, Gondor, Rohan, Mordor ve Shire bu bâbda incelenecek devletler ve devletsi yapılardır.
Devletlerin genel oluşumunu tarihsel sıralamasına göz atacak olursam; ilkel devletler, antik krallıklar, ilk imparatorluk dönemleri,şehir devletlerine dönüş, ortaçağ, sanayi devrimi ve sanayi devrimi sonucu oluşan ulus devletler ve modern devlet sınıflandırmanı kıstas almak gerektiği kanaatindeyim. Bu sınıflandırmayla tarihsel olarak(J.R.R. Tolkien’in eserlerindeki kronolojik sıralamaya göre değil, Devlet Teorisinin tarihsel aşamaları incelenecektir.) ilk oluşan Shire’dır.
Shire; insanoğlu varoluşunun ilk evresinde avcılık ve toplayıcılık evresini yaşamış ve atlatmıştır. Buz çağlarının sona ermesinden sonra toprak tarıma açılmış, yerleşik hayata geçmek zorunda kalan insanoğlu kabilelerden kolonilere doğru toplu yaşama eğilimi baskın gelmeye başlamıştır. Devletsi ilk yapılara bu dönemde rastlanmıştır, insanlar toplu yaşamın getirdiği yükümlülüklere uymaya zorlanmış, güvenliklerini sağlamak için geçici askeri topluluklar oluşturmuştur. İşte Shire bu evreyi yansıtmaktadır. Düzenli bir orduları olmayan, tarımla geçinen ve bir otoriteye boyun eğmemiş hobbitler Ortadünya’daki devletsi yapıyı oluşturmuşlardır. Hobbitlerin temel uğraşı tarımdır, tarım onları Brendibadesi nehirinin kenarında yerleşmeye itmiş, Ortadünya’daki batıl konumları ise sınırlarını korumak için dahi askeri topluluğa ihtiyaç durmamışlardır. Shire’da herhangi bir güç hüküm sürmemekte ve bu nedenle de devlet diye adlandırabileceğimiz bir yapı olmamakta. İlk evreyi hobbitlerin devletsi yapısı oluşturmakta.
Rohan ve Mordor; bu iki Ortadünya devleti de aynı devletsel evre içinde bulunduğundan aynı konu başlığı altında incelemeyi tercih ediyorum. Kanaatimce bu iki yapı da ilk imparatorluk dönemlerini yansıtıyor. Burada artık devletsi yapıları geçiyoruz devletlerle karşılaşıyoruz. Mordor da Rohan da artık devlet. İlkel ekonomi ile karşılaşıyoruz bununla birlikte otorite var. Rohan’ın Atbeylerinin Birinci Kumandanı, Atbeylerinin İkinci Kumandanı şeklinde hiyerarşik örgütlenme Atcan Yurt’a egemenliğin yayılmasına yardımcı olmuşken , Mordor’da da The EYE ve Yüzük Tayfları arasındaki hiyerarşi otoritenin ülke topraklarına egemenliğin hakim olmasını sağlamıştır. Yani ikisinde de bir hakimiyet sahibi bir otoritenin varlığı mevcut. Düzenli orduya gelecek olursak Rohan’ın Rohirrim’i düzenli ordu boşluğunu doldururken, Mordor’u zamanında Morgoth’un elflerden devşirdiği Minas Morgul Orkları hakimiyeti sağlayan askeri kuvveti oluşturmuştur. İki devletinden egemenliğinde birden fazla ulus bulunduğundan ilkel devlet değil ilk imparatorluk evresinde incelenmeleri daha akıllıcadır. Mordor’un da, Rohan’ın da fethe yönelik politikaları saldırgan imparatorluk politikaları ile özleşmekte ve dil bakımından birlik olmaması imparatorluk iddialarını desteklemektedir. Bunlarla birlikte gelişmemiş devletlerdir bunlar. İlkel ekonomiden öteye geçememişlerdir, üniter veya federal bir yapılanmaya sahip değillerdir bu nedenlerle hala ilkel kabul etmekte fayda var.
Gondor; İsengard’dan bir önceki basamakta olan Gondor incelenebilen Ortadünya devletleri arasında en gelişmiş ikinci devlettir. Ortaçağ Merkezi Krallıklarının özelliklerini taşır Gondor. Kaleleşme ve şehirleşme, tarım işçiliğine dayalı ekonomi, lordluk unvanı bu benzerliği destekler nitelikte. Ortadünya’da din adı verilebilecek batı inanışına sadece Gondor ülkesinde, Minas Tirith’de rastlanıyor ve batı inanışı devlet yönetiminde etkili. Bu da Hristiyanlığın egemen olduğu ortaçağ merkez krallıklarına benzerliğin bir farklı kalemi. Düzenli bir ekonomi ve sabit bir askeri kuvvete rastlıyoruz. Kralsız olan devletin egemenliğini sürdüren vekilharç ise hiyerarşiyi temsil etmekte. Aynı zamanda savunmayı surlarının arkasında yapma Kıta Avrupası Feodalitesi’ne bir başka benzerliği. Eksikliği ise sanayi.
İsengard; en gelişmiş Ortadünya devleti. Sanayi devrimini tamamlamış ve Fransız Devrimi sonucu oluşmuş ulus devletlerle ortak özellikleri göstermekte. Bu sınıflandırmayı ikiye bölerek inceleceğim; birinci ayrım, sanayi ihtilaline gelirsek, Ak Saruman, Sauron’un zamanının geldiğini öğrendiğinden beri İsengard’ı bir savaş makinesine çevirmeyi amaç edinmiş ve ocakları devreye sokmuştur. Bir nevi İngiliz Buhar Gücüyle Çalışan Makine atılımını Ortadünya’da gerçekleşmiştir. Ağaçları yakıt olarak kullanıp sanayi atılımını gerçekleştikten sonra da ulus eksikliğini tamamlamak için elflerden devşirilen orkları tekrar elflerle kırmıştır. Bu da sınıflandırmanın ikinci ayrımında ise ulus devlet özelliğine yakından bakacağım. Elflerden devşirilen Orkları tekrar elflerle kırdıran Saruman Uruk-Hai ulusunu oluşturduğunda ulus devlet ve hatta ordu millet ilkelerinin Ortadünya’da gün yüzüne çıkmasını sağladı.
Sonuç olarak fantastik eserler somut gerçeklerden anlık da olsa uzaklaşmanın en güzel yollarından biridir. J.R.R. Tolkien’in eserleri ise insanın ufkunu açan koca bir nefes gibidir. Fantastik dünyayı somut fikirlerle kıyaslamak ise beyin jimnastiğinin en güzel yollarından biri. Bu eserler üzerinden çalışmak keyifli olmanın yanı sıra insanlık tarihini ve kültürünü bütün olarak incelemeye, anlamaya yardımcı olan, akılda kalan ufak bilgilerin bile çağrışım yolu ile hatırlanmasına katkı sağlamaktadır.
Kaynak gösterilmeden yazılardan alıntı yapılmaması ve bir kısmını yada tamamının kullanılmaması gerekir.
Aykırı hareket edenler hakkında her türlü başvuru, talep, dava ve şikâyet hakkım saklıdır.
E-posta: avyagizgundogdu@gmail.com